Yüz bölgelerinin birbiri ile ilişkisinde “altın oran” önemli bir yol göstericidir. Elmacık bölgesi “altın oran” ın yakalanmasında kilit rol oynayan bölgelerdendir. Elmacık bölgesinin ideal hacimlerde olması keskin bir çene hattına katkı sağlarken, yüze “V” şeklini verir. Zamanla birlikte yüz ters üçgen görünümden düz üçgen görünümünde bir hal alır. Bazı kişilerde bu durum doğuştan da olabilmektedir. Zamanla deri elastikiyetinde azalma, yağ pedlerinin erimesi ve yer çekimi etkisi ile aşağı kayması ile elmacık ve orta yüz hacmi azalır. Yapılacak elmacık dolgusu uygulamaları ile bu kayıplar eski haline getirilebilir.
Elmacık kemiğinin belirgin olduğu yüzler, ilk bakışta daha dinç bir görünüme sahiptir. Çünkü elmacık ve orta yüz bölgesi adeta yüzün çatısı gibidir. Bu bölgelerde hacim eksiği olan kişilerde göz altı bölgesi ve burun kenarı çizgileri yani nasolabial çizgiler derin görünür. Bu bölgelerde ki hacim kaybının giderilmesinde günümüzde en sık uyguladığımız yöntem elmacık kemiği dolgusu uygulamalarıdır. Hızlı uygulanış, hızlı sonuç ve hemen sosyal hayata dönüş bu uygulamanın avantajlarındandır.
Elmacık kemiğine uygulanan dolgu hem o bölgede bir dolgunluk yaratır. Hem de yüzde lifting etkisi ile bir toparlanma sağlar. Yanaklara uygulanan dolgu cilt çöküntü ve kırışıklıklarını azaltarak o bölgenin daha iyi bir görünümüne kavuşmasını sağlar. Bu sayede bozulan yüz ovali tekrar üçgen görünümü ile geri kazanılmış olur. Elmacık kemiği dolgusu ya yapısal ya da yaşlanmaya bağlı bölgede yeterli hacmi olmayan hastalara uygulanır. Bazen bu bölgeler birbirleriyle ilintilidir. İki bölgeye de aynı anda uygulama yapmak hem daha iyi bir yüz harmonisi sağlar hem de malar yanak geçişini yumuşatır
Dolgu sonrası ağız ve yüz kasları çok fazla hareket ettirilmemelidir. Bol bol su ve sulu gıdalar tüketilmelidir. Ağır spor yapmaktan kaçınılmalıdır ve mümkünse sırt üstü yatılmalıdır. İşlemden sonra buz kompresi yapmak hastayı rahatlatır ve oluşabilecek kızarıklıkları, morlukları engeller.